
Rahip Joo Yeong-bong kilise işleriyle ilgilenmediğinde, kesim için köpek yetiştiriyor.
BBC Türkçe'de yer alan habere göre, Fakat işler iyi gitmiyor. Aslında ikinci işi, yasadışı olmanın eşiğinde. Altmış yaşındaki Joo "Geçen yazdan bu yana köpeklerimizi satmaya çalışıyoruz ama tüccarlar tereddüt etmeye devam ediyor. Bir kişi bile gelmedi" diyor. Güney Kore hükümeti geçen yıl köpek eti satışına ülke genelinde yasak koydu.
Bu önemli yasal düzenleme Joo gibi yenmek üzere köpek yetiştirenlere işlerini kapatmaları ve ellerindeki hayvanları satabilmeleri için Şubat 2027'ye dek süre verdi. Fakat birçok kişi kuşaklar boyunca insanların geçimine katkıda bulunan böyle bir endüstrinin aşamalı olarak sona erdirilmesi için sürenin yeterli olmadığını söylüyor. Ayrıca yetkili makamların hala köpek yetiştiricileri ve ellerindeki tahminen yarım milyon köpek için yeterli önlem almadığı belirtiliyor. Yasağı destekleyen uzmanlar ve hayvan hakları savunucuları bile uygulamadaki sorunlara dikkat çektiler. Mezbahadan kurtulan köpeklerin sahiplendirilmesinin zorluğu ve köpeklerin giderek büyüyen bir ihtimalle uyutulacak olması gibi. Tanınan sürenin ortalarına geldiğimiz bu dönemde, et üretimi amaçlı köpek yetiştiricileri, satılması mümkün olmayan hayvanlar, kapatılamayan çiftlikler ve geçim zorluğuyla baş başa kaldı. Aynı zamanda, endüstriyi temsil eden Kore Yenilebilir Köpekler Birliği'nin Başkanı da olan Joo "İnsanlar sıkıntı yaşıyor. Borç içinde boğuluyoruz, ödeyemiyoruz. Umutsuz bir durumdayız" diyor.
Engeller fırtınası
Chan-woo'nun elindeki 600 köpekten kurtulması için 18 ayı var. Bundan sonra, gelebilecek tepkiler nedeniyle gerçek adının kullanılmamasını isteyen 33 yaşındaki Chan iki yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya.
"Gerçekçi olursak, sadece kendi çiftliğimde bile bu sürede elimdeki köpeklere bakamam. Elimde ne varsa bu işe yatırdım ama köpekleri alan yok.”
Güney Kore'de resmi tahminlere göre çiftliklerde kesim için yetiştirilen 500 bin köpek var. Chan-woo "Gerçek bir planları olmadan yasayı geçirdiler şimdi köpekleri alamayacaklarını söylüyorlar" diyor. Hayvanlar için İnsani Bir Dünya (Hwak) kuruluşunun kampanya müdürü Lee Sangyu da bu kaygılardan bahsediyor.
"Köpek eti yasağı geçti ama hem hükümet hem de sivil toplum kuruluşları hala geride kalan köpeklerin nasıl kurtarılacağını bilmiyor. Hala eksikliği çekilen bir alan, geride kalan köpeklerin ne olacağı konusundaki tartışma.”
Tarım, Gıda ve Kırsal İşler Bakanlığı'nın (Mafra) bir yabancı basın sözcüsü BBC'ye yaptığı açıklamada, yetiştiriciler köpekleri bırakırsa, yerel yönetimlerin sahipliği üsteleneceğini ve köpeklere barınaklarda bakacağını söyledi. Fakat köpeklerin sahiplendirilmesi zorlu bir süreç. Et endüstrisinde ağırlık daha fazla para anlamına geldiğinden yetiştiriciler büyük köpek cinslerini tercih ediyor. Fakat hızla şehirleşen Güney Kore'de çok sayıda kişi apartmanlarda yaşıyor ve hayvan sahiplenmek isteyenler genelde küçük cinslere yöneliyor.
Lee ayrıca, yaşadıkları travmalar ve hastalık kaygıları nedeniyle et çiftliklerinden gelen köpeklere pek iyi bakılmadığını anlatıyor. Mesele, kesim için yetiştirilen köpeklerin ya saf ya da karışık tosa-inu cinsi olmalarıyla daha da karmaşıklaşıyor. Bu cins köpekler Güney Kore'de "tehlikeli" olarak sınıflandırılıyor ve bunlara sahip olmak için resmi onay gerekiyor. Bu arada, hayvan barınakları da zaten fazla kalabalık. Bu engellerden oluşan mükemmel fırtına, garip bir ironiye de işaret ediyor. Gidecek hiçbir yeri olmayan sözde kurtarılmış köpekler, şimdi uyutulma riskiyle karşı karşıya. Chan-woo "Bu inanılacak gibi değil" diyor.
"Sonuçta bu yasa bu grupların taleplerine göre yapıldığından, köpekler için de bir çözüm bulmuşlardır, sorumluluklarını da alacaklardır sandım. Fakat şimdi hayvan hakları gruplarının bile uyutmanın tek çözüm olduğunu söylediğini duyuyorum.”
Kore Hayvan Hakları Derneği Başkanı Cho Hee-kyung, Eylül 2024'te sivil toplum kuruluşları ellerinden geleni yapmaya çalışsa bile "geride kalan köpekler olacağını" söylemişti. Cho "Kalan köpekler 'kayıp ve terk edilmiş' hayvanlar olursa, bu çok üzücü ama uyutulacaklar" demişti. Hükümet haftalar sonra bu konudaki kaygıları yatıştırmaya çalıştı ve hayvanları uyutmanın "kesinlikle" planlarının bir parçası olmadığını açıkladı. Mafra, geçtiğimiz günlerde BBC'ye yaptığı açıklamada, hayvan barınaklarının genişletilmesi ve özel tesislere destek için yıllık 4,3 milyon dolarlık bütçe ayrıldığını ve işlerini önceden kapatan çiftlik sahiplerine köpek başına 450 dolar verileceğini söyledi. Hwak ise köpek eti çiftliklerinin kapatılması planlarında net bir kurtarma unsuru olması için bakanlık nezdinde "sıkı" bir lobi faaliyeti yürüttüklerini söylüyor.
Ayrıca Hwak'ın 2015'ten bu yana et çiftliklerinden alınan neredeyse 2800 köpeği sahiplendirdiğine işaret ediyorlar ve hayvan hakları kuruluşlarından, yıllardır artan sayıdaki köpeği üstlenmesinin beklenmemesi gerektiğini vurguluyorlar. Seul Ulusal Üniversitesi'nde Veteriner Tıp Eğitim Bürosu'nun Direktörü Chun Myung-Sun da hükümetin geride kalan köpekler konusunda herhangi bir planı olmadığını düşünüyor. "Bu köpeklere ne olacağı konusunda somut bir tartışma gerek. Hem sahiplendirme hem de uyutma masada olmalı. Fakat köpekleri zalimce kesilmekten kurtarmak için verdiğimiz uğraşa sonunda uyutulmaları için giriştiysek, insanların üzgün ve kızgın olması anlaşılabilir.”
Kaybolan geçim kaynağı
Bazılarıysa çözümü uzakta aradı. Hayvanları Kanada, ABD, İngiltere gibi köpek sahiplenmek isteyenlerin daha çok olduğu ülkelere göndermek gibi. 2023'te bir Hwak ekibi Asan şehrindeki bir köpek çiftliğinden 200 hayvan kurtardı. Hepsi de Kanada ve ABD'ye gönderildi. Bu çiftliğin eski sahibi 74 yaşındaki Yang Jong-tae kurtarma görevlilerinin köpekleri kamyonlara yüklerken gösterdikleri merhametli tavırlarından çok etkilendiğini söylüyor:
"Hayvanlara nasıl nazik ve sevgi dolu davrandıklarını gördüğümde duygulanmıştım.” "Biz köpeklere öyle davranmıyoruz. Bizim için köpek yetiştirmek sadece bir geçim yolu. Fakat hayvan hakları kuruluşlarından gelen bu insanlar köpeklere, itibarları olan bireylermiş gibi davranıyordu. Gerçekten kalbime dokunmuştu.” Fakat Yang, aceleyle eti için köpek yetiştirilmesine gelen yasağa karşı olduğunu da ekliyor. "Köpek eti hayvan oldukları için yasaklanıyorsa, inek, domuz ve tavuk gibi diğer hayvanları yemekte neden sorun yok? Aynı şey. Bunlar, insanların yaşayabilmesi için doğada bulunuyor.”
Chun'a göre köpek yemek diğer etleri yemekle aynı şey değil. Köpek etinin gıda güvenliği ve hijyen açısından daha riskli olduğunu söylüyor. Ayrıca, köpek etinin kurallara bağlanmış et üretim sistemine dahil edilmediğine dikkat çekiyor. Hayvanlar için İnsani Dünya'ya göre köpek eti Çin, Endonezya, Vietnam, Laos, Myanmar, kuzeybatı Hindistan'ın bir kısmı ve Afrika'daki bazı ülkelerde tüketiliyor. Kore tarihindeki köpek eti yeme oranları değişkenlik gösterse de son yıllarda giderek bir tabu haline dönüştü. Hükümetin 2024'te yaptığı bir ankete katılanların sadece % 8'i son 12 ayda köpek eti denediklerini söyledi. 2015'te bu oran % 27 olmuştu. Katılımcıların % 7'si Şubat 2027'de yürürlüğe girene dek köpek eti yemeye devam edeceğini, % 3,3'ü de yasaktan sonra bile yiyeceğini söyledi.
Yasak kararı alındıktan bu yana Güney Kore'deki 1537 köpek eti çiftliğinden 623'ü kapandı. Chun "Toplum ve kültür evrimleştikçe, Güney Kore toplumu köpek eti üretimini durdurma kararı aldı" diyor. Fakat köpek çiftçiliği birçok kişinin yaşamını adadığı için bir endüstri.
BBC'nin konuştuğu köpek eti ticaretinde rol alan herkes, uzun süredir geçimlerini sağladıkları işin yasadışı olmasından sonra nasıl geçineceklerini bilmediklerini söyledi. Bazıları artık yoksul olacaklarını kabul ettiklerini söylüyor ve Kore Savaşı sırasında doğduklarını, aç yaşamayı bildiklerini vurguluyorlar. Bazıları da ticaretin yeraltına kayabileceğini belirtiyor. Çoğu da yasağın özellikle genç yaştakiler için kaygı verici olduğu görüşünde. Joo "Sektördeki gençler gerçekten kasvetli bir gerçekle karşı karşıya. Ne bir adım ileri, ne geri gidebiliyorlar. Sıkışmış haldeler.”
Chan-woo 10 yıl önce 23 yaşındayken sektörde çalışmaya başladığında köpek eti algısının "bu kadar negatif olmadığını" söylüyor. "Ama yine de etrafımdaki insanlar bazı olumsuz yorumlar yapıyordu. Yani o zaman bile hayatım boyunca yapabileceğim bir şey olmadığını biliyordum" diyor. Yasağın beklediğinden çabuk geldiğini ve duyurulmasından bu yana "geçinmenin müthiş belirsiz bir hal aldığını" ifade ediyor. "Şu an tek umduğumuz, geçiş süresinin uzatılması ve elde kalan köpeklerle başa çıkma sürecinin daha aşamalı olması.” Birçok diğeri de aynı şeyi umuyor. Fakat köpek eti endüstrisi, buna bağımlı hale gelenlerin ayaklarının altından çekilirken, Joo bazı yetiştiricilerin belirsizliğe daha fazla dayanamayabileceğini söylüyor. "Şimdi insanlar hala bir şeylerin değişebileceği, geçiş süresinin uzatılabileceği umudunu taşıyor. Fakat 2027'ye geldiğimizde gerçekten korkunç bir şeyler olabileceğine inanıyorum.” "Hayatları tamamen alt üst olan o kadar çok insan var ki."