Menajer Ayşe Barım, Gezi Parkı olaylarında sanatçıları eylemlere katılması için yönlendirdiği ve olayların planlayıcılarından olduğu iddiasıyla 30 yıla kadar hapis talebiyle hakim karşısına çıktı. Barım savunmasında zaman zaman ağlayarak, "Bu iftiradan sonra bir anda benim sektörde tekelci, bütün olumsuzlukların sorumlusu, bütün başarısızlıkların sorumlusu olduğum şeklinde yeni bir Ayşe Barım kimliği ortaya konuldu. Ben Gezi Parkı’na 1 kere gittim çünkü oyuncularım gitme kararı almıştı, tamamen bazı oyuncularım oraya gittiği için ben de gittim" dedi.
Menajer AyşeBarım’ın Gezi Parkı olaylarında şirketine bağlı sanatçıları eylemlere katılması için yönlendirdiği ve olayların planlayıcılarından olduğu iddiasıyla 30 yıla kadar hapis talebiyle yargılanmasına başlandı. İstanbul 26.Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülen duruşmada tutuklu sanık Ayşe Barım ve avukatları hazır bulundu. Duruşmaya aralarında Serenay Sarıkaya, Hande Erçel, Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Ezgi Mola, Merve Dizdar, Birce Akalay, Birkan Sokullu, Metin Akdülger, Hakan Kurtaş, Miray Daner, Selma Ergeç ve Dolunay Soysert’in de bulunduğu bazı ünlü isimler de izleyici olarak katıldı. İzleyiciler, duruşma salonuna sanık Barım getirildiği sırada ’Hoş geldin Ayşe’ diyerek alkışladılar. Daha sonra duruşma, kimlik tespitiyle başladı.
"Bu iftiradan sonra bir anda benim sektörde tekelci, bütün olumsuzlukların sorumlusu, bütün başarısızlıkların sorumlusu olduğum şeklinde yeni bir Ayşe Barım kimliği ortaya konuldu"
Duruşmada savunma yapan sanık Barım, hakkındaki iddiaların asılsız olduğunu belirterek, "Bir anda düğmeye basılmış gibi aşağılayıcı ve iftiralarla dolu bir karalama kampanyası başlatıldı hakkımda. Genç bir kadın oyuncu üzerinden gayri ahlaki şekilde para kazandığım iddiasıyla başladı her şey. Bu iftiradan sonra bir anda benim sektörde tekelci, bütün olumsuzlukların sorumlusu, bütün başarısızlıkların sorumlusu olduğum şeklinde yeni bir Ayşe Barım kimliği ortaya konuldu. Darbeci gibi inanılmaz iddialar ortaya döküldü. Gezi Parkı olayları 12 yıl önceydi, soruşturmalar yapıldı ve davalar açıldı. Bu süreçlerin hiçbir anında ’şüpheli’, ’tanık’ gibi ismim geçmedi ama bir anda 12 yıl sonra nasıl suçlanıyor ve yargılanıyorum anlamıyorum. O kadar ağır bir suçlama ki" dedi.
"Ben Gezi Parkı’na 1 kere gittim çünkü oyuncularım gitme kararı almıştı, tamamen bazı oyuncularım oraya gittiği için ben de gittim"
Barım savunmasının devamında, "O dönemde ID İletişim 43 oyuncu ile çalışıyordu, bunlardan sadece 12’si Gezi Parkı’na katılmış. Bunlar da kendi istekleri ve özgür iradeleriyle gitmiştir. Ben Gezi Parkı’na 1 kere gittim çünkü oyuncularım gitme kararı almıştı. O dönem Muhteşem Yüzyıl dizisi çekiliyordu, dizi oyuncularından bazıları Gezi Parkı’na gitme kararı almış ve paylaşım yapmış. Sette böyle bir karar alıyorlar spontane ve hep birlikte Gezi Parkı’nı ziyaret etmeye karar veriyorlar. Onlar gidince ben de intikal ediyorum, tamamen bazı oyuncularım oraya gittiği için ben de gittim. Basın açıklaması da tamamen spontane oldu, bir megafon bulundu ve basın orada olduğu için spontane açıklama yapıldı. O dönem bizimle çalışmayan ve daha sonra bizimle çalışan oyuncular da vardı ve sanki herkesi ben organize etmişim gibi yazmışlar." diye konuştu.
"Benden hizmet alıyorlar, ben onların patronu olamam ki"
Sanık Barım, işini iyi yapan ve mesleğinde bu yönüyle tanınan bir menajer olduğunu belirterek, "Suçlamaları asla kabul etmiyorum. Benden hizmet alıyorlar, ben onların patronu olamam ki. Sonuç olarak ben Gezi Parkı’na hiç kimseyi yönlendirmedim. Ben oyuncularım orada olduğu için ve basın da olduğu için gittim. Tıpkı 15 Temmuz Darbe Girişimi’nden sonra demokrasi mitingine gittiğim gibi veya tıpkı 6 Şubat depremlerinden sonra bağış kampanyasında oyuncularımın yanında olduğum gibi. Ben hayatım boyunca hiçbir siyasi oluşumun parçası olmadım. Bu konularda da çok temkinliyizdir. Ben onurumun, itibarımın, ülke sevgimin ve saygımın bu şekilde ayaklar altına alınmasına isyan ediyorum. Kalbimde 6 adet ayrı hastalık teşhis edildi ve tüm bunlar olurken bir yaşam mücadelesi veriyorum" şeklinde konuştu.
Üye hakimden soru: "Peki siz menajer olarak Gezi Parkı’na katılmayın deseydiniz sanatçılar buna uyar mıydı?"
Savunmasına devam ettiği sırada gözyaşlarına hakim olamayan sanık Barım, "Ben hiçbir şekilde bir suç işlemedim. Benim yaşam hakkım elimden alındı. İtibarım, her şeyim elimden alındı. Sizin adaletinize güveniyorum" dedi. Daha sonra üye hakim Barım’a soru yönelterek, "Peki siz menajer olarak Gezi Parkı’na katılmayın deseydiniz sanatçılar buna uyar mıydı?" diye soru sordu. Barım ise yanıt olarak, "Ben her konuda fikrimi beyan ederim ama sanatçı hem mesleki hem özel hayatında kendi kararını alır" ifadelerini kullandı. Duruşmaya 1 saat ara verildi.
Menajer AyşeBarım’ın Gezi Parkı olaylarında şirketine bağlı sanatçıları eylemlere katılması için yönlendirdiği ve olayların planlayıcılarından olduğu iddiasıyla 30 yıla kadar hapis talebiyle yargılanmasına başlandı. İstanbul 26.Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülen duruşmada tutuklu sanık Ayşe Barım ve avukatları hazır bulundu. Duruşmaya aralarında Serenay Sarıkaya, Hande Erçel, Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Ezgi Mola, Merve Dizdar, Birce Akalay, Birkan Sokullu, Metin Akdülger, Hakan Kurtaş, Miray Daner, Selma Ergeç ve Dolunay Soysert’in de bulunduğu bazı ünlü isimler de izleyici olarak katıldı. İzleyiciler, duruşma salonuna sanık Barım getirildiği sırada ’Hoş geldin Ayşe’ diyerek alkışladılar. Daha sonra duruşma, kimlik tespitiyle başladı.
"Bu iftiradan sonra bir anda benim sektörde tekelci, bütün olumsuzlukların sorumlusu, bütün başarısızlıkların sorumlusu olduğum şeklinde yeni bir Ayşe Barım kimliği ortaya konuldu"
Duruşmada savunma yapan sanık Barım, hakkındaki iddiaların asılsız olduğunu belirterek, "Bir anda düğmeye basılmış gibi aşağılayıcı ve iftiralarla dolu bir karalama kampanyası başlatıldı hakkımda. Genç bir kadın oyuncu üzerinden gayri ahlaki şekilde para kazandığım iddiasıyla başladı her şey. Bu iftiradan sonra bir anda benim sektörde tekelci, bütün olumsuzlukların sorumlusu, bütün başarısızlıkların sorumlusu olduğum şeklinde yeni bir Ayşe Barım kimliği ortaya konuldu. Darbeci gibi inanılmaz iddialar ortaya döküldü. Gezi Parkı olayları 12 yıl önceydi, soruşturmalar yapıldı ve davalar açıldı. Bu süreçlerin hiçbir anında ’şüpheli’, ’tanık’ gibi ismim geçmedi ama bir anda 12 yıl sonra nasıl suçlanıyor ve yargılanıyorum anlamıyorum. O kadar ağır bir suçlama ki" dedi.
"Ben Gezi Parkı’na 1 kere gittim çünkü oyuncularım gitme kararı almıştı, tamamen bazı oyuncularım oraya gittiği için ben de gittim"
Barım savunmasının devamında, "O dönemde ID İletişim 43 oyuncu ile çalışıyordu, bunlardan sadece 12’si Gezi Parkı’na katılmış. Bunlar da kendi istekleri ve özgür iradeleriyle gitmiştir. Ben Gezi Parkı’na 1 kere gittim çünkü oyuncularım gitme kararı almıştı. O dönem Muhteşem Yüzyıl dizisi çekiliyordu, dizi oyuncularından bazıları Gezi Parkı’na gitme kararı almış ve paylaşım yapmış. Sette böyle bir karar alıyorlar spontane ve hep birlikte Gezi Parkı’nı ziyaret etmeye karar veriyorlar. Onlar gidince ben de intikal ediyorum, tamamen bazı oyuncularım oraya gittiği için ben de gittim. Basın açıklaması da tamamen spontane oldu, bir megafon bulundu ve basın orada olduğu için spontane açıklama yapıldı. O dönem bizimle çalışmayan ve daha sonra bizimle çalışan oyuncular da vardı ve sanki herkesi ben organize etmişim gibi yazmışlar." diye konuştu.
"Benden hizmet alıyorlar, ben onların patronu olamam ki"
Sanık Barım, işini iyi yapan ve mesleğinde bu yönüyle tanınan bir menajer olduğunu belirterek, "Suçlamaları asla kabul etmiyorum. Benden hizmet alıyorlar, ben onların patronu olamam ki. Sonuç olarak ben Gezi Parkı’na hiç kimseyi yönlendirmedim. Ben oyuncularım orada olduğu için ve basın da olduğu için gittim. Tıpkı 15 Temmuz Darbe Girişimi’nden sonra demokrasi mitingine gittiğim gibi veya tıpkı 6 Şubat depremlerinden sonra bağış kampanyasında oyuncularımın yanında olduğum gibi. Ben hayatım boyunca hiçbir siyasi oluşumun parçası olmadım. Bu konularda da çok temkinliyizdir. Ben onurumun, itibarımın, ülke sevgimin ve saygımın bu şekilde ayaklar altına alınmasına isyan ediyorum. Kalbimde 6 adet ayrı hastalık teşhis edildi ve tüm bunlar olurken bir yaşam mücadelesi veriyorum" şeklinde konuştu.
Üye hakimden soru: "Peki siz menajer olarak Gezi Parkı’na katılmayın deseydiniz sanatçılar buna uyar mıydı?"
Savunmasına devam ettiği sırada gözyaşlarına hakim olamayan sanık Barım, "Ben hiçbir şekilde bir suç işlemedim. Benim yaşam hakkım elimden alındı. İtibarım, her şeyim elimden alındı. Sizin adaletinize güveniyorum" dedi. Daha sonra üye hakim Barım’a soru yönelterek, "Peki siz menajer olarak Gezi Parkı’na katılmayın deseydiniz sanatçılar buna uyar mıydı?" diye soru sordu. Barım ise yanıt olarak, "Ben her konuda fikrimi beyan ederim ama sanatçı hem mesleki hem özel hayatında kendi kararını alır" ifadelerini kullandı. Duruşmaya 1 saat ara verildi.

İhlas Haber Ajanası
Fenoreporter’deki bu bölümde, İhlas Haber Ajansı (İHA) tarafından sağlanan haberler, herhangi bir editoryal müdahale olmaksızın doğrudan ajans kanallarından iletildiği şekliyle yayınlanmaktadır. Bu alanda yer alan tüm haberlerin hukuki sorumluluğu, haberi ileten ajanslara aittir.