Ana Sayfa Arama
Gilaburu ile böbrek taşlarına doğal bir yaklaşım: Gelenekten Bilime
Böbrek taşı hastalığı, şiddetli ağrılara ve yaşam kalitesinde belirgin düşüşe neden olan yaygın bir sağlık sorunudur. Anadolu’nun bazı bölgelerinde uzun yıllardır kullanılan gilaburu (Viburnum opulus), geleneksel tıpta "böbreğin süpürgesi" olarak anılmaktadır. Dr. Ziypak, bu bitkinin modern tedavilerle birlikte destekleyici olarak kullanım potansiyelini değerlendirdi.
BHT CLINIC İstanbul Tema Hastanesi’nden Üroloji Uzmanı Dr. Tevfik Ziypak, "Gilaburu, özellikle Kayseri çevresinde sonbaharda toplanan kırmızı meyveleriyle bilinir. Yöre halkı bu meyveleri fermente ederek suyunu içmektedir" dedi. Buruk tadının, etkisinin bir işareti olarak kabul edildiğini belirten Dr. Ziypak, gilaburunun geleneksel kullanımının halen birçok evde sürdüğünü ifade etti.

Güçlü içerik: Vitaminler, asitler ve etkin bileşikler
"Bu meyvenin içeriğinde yüksek miktarda C vitamini, potasyum, malik asit, sitrik asit ve polifenoller bulunur. Ayrıca, düz kasları gevşetici etkisiyle bilinen "skopoletin" adlı bir bileşiğe de sahiptir. Bu özelliğin, taşın üreter içinde daha rahat ilerlemesini sağlayabileceği düşünülmektedir" diyen Dr. Ziypak’a göre, bu biyolojik etkiler, gilaburunun taş tedavisinde rol oynamasını mümkün kılabilir.
Dr. Ziypak, gilaburunun halk arasında uzun yıllardır "doğal taş ilacı" olarak kullanıldığını belirtti. Dr. Ziypak, "Ancak geleneksel gözlemler bilimsel verilerle desteklenmedikçe, modern tıpta tek başına bir tedavi olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Yine de, bu gözlemler araştırmalar için önemli ipuçları sunabilir" dedi.

Yüzde 82 oranında taş düşürme başarısı elde edildi
Bilimsel olarak bakıldığında, gilaburu üzerine yapılmış ilk çalışmalar umut verici sonuçlar ortaya koymuştur. 2019 yılında 103 hastayla gerçekleştirilen bir araştırmada, 10 mm’den küçük distal üreter taşı olan bireylerde, gilaburu ekstresi verilen grupta yüzde 82 oranında taş düşürme başarısı elde edilmiştir. Kontrol grubunda ise bu oran yüzde 66’dır. Dr. Ziypak, ayrıca bu çalışmada taş düşürme süresinin de 14 günden 9 güne düştüğünü söyledi.
2021’de yapılan başka bir çalışmada gilaburu ekstresi, tamsulosin adlı alfa-bloker ilaçla karşılaştırılmıştır. Bulgulara göre iki grup arasında anlamlı fark bulunmamıştır. Bu da, bazı hastalarda gilaburunun farmakolojik tedaviler kadar etkili olabileceğini düşündürmektedir. Ancak Dr. Ziypak, bu sonuçların henüz kılavuzlara girecek kadar güçlü kanıt oluşturmadığını vurguladı.

Nasıl etki gösteriyor
Gilaburunun muhtemel etkileri iki temel mekanizmayla açıklanabilir. Birincisi, antispazmodik etkisiyle üreter kaslarını gevşeterek taşın daha kolay ilerlemesini sağlamasıdır. İkincisi ise içerdiği sitrat sayesinde idrarda kalsiyum kristallerinin oluşumunu önleyebilmesidir. Dr. Ziypak’a göre ikinci mekanizma, hayvan ve laboratuvar çalışmalarında desteklense de insanlarda daha fazla veriye ihtiyaç vardır.
Dr. Ziypak, Avrupa Üroloji Derneği (EAU) ve Amerikan Üroloji Derneği (AUA) gibi uluslararası rehberlerde gilaburunun yer almadığını belirtti. Bunun başlıca nedeni, yeterli büyüklükte, kontrollü ve standardize ürünlerle yapılmış klinik çalışmaların henüz bulunmamasıdır.
Gilaburu, asidik yapısı nedeniyle özellikle mide rahatsızlığı olan bireylerde reflü ya da gastrit gibi semptomları tetikleyebilir. Şeker eklenmiş ürünler, diyabet hastaları için risk oluşturabilir. Bu yüzden Dr. Ziypak, gilaburunun mutlaka doktor gözetiminde ve mevcut tedavilerle birlikte, tamamlayıcı olarak kullanılmasını öneriyor.
"Destekleyici ama tek başına yetersiz"
Sonuç olarak gilaburu, bilimsel olarak potansiyel vaat eden bir bitkidir. Küçük boyutlu distal üreter taşlarında destekleyici olarak düşünülebilir. Ancak etkisinin kişiden kişiye değişebileceği ve şu an için modern tedavilerin yerini alamayacağı unutulmamalıdır. Dr. Ziypak, bu bitkinin gelecekte yapılacak geniş kapsamlı çalışmalarla daha net bir yer edinebileceğini ifade etti.


İhlas Haber Ajanası
İhlas Haber Ajanası

Fenoreporter’deki bu bölümde, İhlas Haber Ajansı (İHA) tarafından sağlanan haberler, herhangi bir editoryal müdahale olmaksızın doğrudan ajans kanallarından iletildiği şekliyle yayınlanmaktadır. Bu alanda yer alan tüm haberlerin hukuki sorumluluğu, haberi ileten ajanslara aittir.