
Fındıkta hasat tarihinin yaklaşmasıyla birlikte uzmanlardan erken hasat uyarısı geldi.
Trabzon’da kesimlere göre 2025 yılı fındık hasat tarihleri geçtiğimiz günlerde belirlendi. Ticaret Bakanlığı Doğu Karadeniz Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdürlüğü’nün genelgesi doğrultusunda toplanan komisyonda alınan ortak karar neticesinde 250 metre rakıma kadar olan sahil kesiminde 3 Ağustos, 500 metre rakıma kadar olan orta kesimde 8 Ağustos, 500 metre ve üzerinde rakıma sahip olan kesimlerde ise 14 Ağustos’tan itibaren fındık toplanabileceği duyuruldu.
Konuyla ilgili açıklama yapan Ziraat Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Cemil Pehlevan ise sahada yaptıkları gözlemlere göre 250 rakım altındaki fındık bahçelerinde 3 Ağustos itibarıyla hasat için uygun koşullar oluşmadığı belirterek fındığın üçte ikisinin kızarmamış olması ve zurufundan zor ayrılması nedeniyle hasat için erken olduğu uyarısında bulundu.
Pehlevan, belirlenen fındık toplama tarihinin hasat için uygun olmadığını iddia ederek "Şu anki görüntü itibarıyla belirlenen tarih olan Ağustos ayının 3’ünde, bu bölgede 250 rakım altındaki alanlarda fındık hasadının uygun olmadığını belirtmek isterim. Eğer bu tarihte hasat yapılırsa randıman kaybı yaşanacaktır. Fındığın üçte ikisinin kızarmış olması gerekirken, görüldüğü üzere henüz yeterli kızarıklık yok; sadece kısmi kızarıklıklar mevcut. Bu durum belki de kuraklıktan kaynaklanıyor olabilir. Sahadaki gözlemlerime göre, 250 rakımın altındaki fındık alanlarında 3 Ağustos itibarıyla hasat yapılmaması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü fındığın üçte ikisi henüz kızarmamış, zorlukla zurufundan (kabuk) ayrılıyor. Aslında üretici, fındığın ne zaman toplanması gerektiğini biliyor. Ancak erken hasat yapıldığında bu, doğrudan üreticiye zarar veriyor. Çünkü randıman kaybı, gelir kaybı anlamına geliyor" dedi.
Erken hasada yasal müdahale
Fındık hasadını belirlenen tarihten önce yapanlara yasal işlem yapılacağını da hatırlatan Pehlevan, "Fındık toplamaya erken başlayanlara karşı yasal işlem ve cezai yaptırımlar söz konusu. Bu yıl böyle bir sorun yaşanacağını düşünmüyorum. Ancak bu sene hasat için çok erken tarihler verildiğini düşünüyorum. Erken toplama konusunda devletin kolluk kuvvetleriyle müdahale etmesi gerektiğine inanıyorum. Ben de bir üretici ve çiftçi olarak bu yıl için hasat tarihinin erken olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.
Üretim alanları daralıyor, gençler tarımdan uzaklaşıyor
Fındık üretiminde son yıllarda belirgin bir azalma yaşandığına dikkat çeken Pehlevan, "Fındık alanlarının imara açılması nedeniyle üretim miktarında azalma yaşanıyor. Üretici, yeterli gelir elde edemediği için bahçesinden uzaklaşıyor. Vatandaş ’Verdiğim emeğin karşılığını alamıyorum’ diyor. Karşılığını alamadığında da mecburen ’Allah ne verdiyse’ diyerek üretime devam ediyor. Oysa fındığı desteklememiz ve sahip çıkmamız gerekiyor. Çünkü bu ürün ülkemiz için çok kıymetli; hem döviz girdisi açısından hem de geçim kaynağı olarak büyük önem taşıyor. Fabrikalar, ticaretle uğraşanlar ve üreticiler için vazgeçilmez bir ürün. Bu noktada bizim yapmamız gereken, tarıma ve çiftçiliğe gençleri yönlendirmek olmalı. Teşviklerle bu alanlara yönelim sağlanmalı. Şu anda üretiyoruz ama buna yeterince katma değer katamıyoruz. Oysa katma değerli ürün olarak dışarıya satsak, ülkemize çok daha büyük maddi girdiler kazandırabiliriz" ifadelerini kullandı.
Fındık rekoltesinde 3 farklı rakam
Rekolte için farklı rakamların telaffuz edildiğini de kaydeden Pehlevan, "Rekolteyle ilgili olarak basından edindiğimiz bilgilere göre üç farklı rakam konuşuluyor. 620 bin ton, 520 bin ton ve 420 bin ton. Bu kadar farklı rakamlar olmamalı; daha yakın değerler beklenir. Bu işi ticaretini yapanlar 620 bin ton diyor, TÜİK 520 bin ton açıklıyor, kamu kurumları ise 420 bin ton olarak ifade ediyor. Oysa bu fark bu kadar büyük olmamalı. Bu yıl, başta ilkbaharda yaşanan don olayları nedeniyle fındık ciddi zarar gördü. Şu anda ise kuraklık etkisini sürdürüyor; erken dökülmeler yaşanıyor, fındık kendini besleyemiyor. Sulama ihtiyacı yüksek ama bu yeterince sağlanamadı, fındık bahçeleri kendi haline bırakıldı. Ayrıca kokarca zararı da söz konusu. Bu zararlar hesaplandı mı ? hesaplanacak mı ? nasıl değerlendirilecek bilmiyoruz. Yüksek kesimlerde ayrıca külleme hastalığı da gözlemleniyor. Tüm bu etkenler dikkate alınarak gerçekçi bir rekolte tespiti yapılırsa, doğru fiyat da ortaya konabilir" şeklinde konuştu.
Trabzon’da kesimlere göre 2025 yılı fındık hasat tarihleri geçtiğimiz günlerde belirlendi. Ticaret Bakanlığı Doğu Karadeniz Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdürlüğü’nün genelgesi doğrultusunda toplanan komisyonda alınan ortak karar neticesinde 250 metre rakıma kadar olan sahil kesiminde 3 Ağustos, 500 metre rakıma kadar olan orta kesimde 8 Ağustos, 500 metre ve üzerinde rakıma sahip olan kesimlerde ise 14 Ağustos’tan itibaren fındık toplanabileceği duyuruldu.
Konuyla ilgili açıklama yapan Ziraat Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Cemil Pehlevan ise sahada yaptıkları gözlemlere göre 250 rakım altındaki fındık bahçelerinde 3 Ağustos itibarıyla hasat için uygun koşullar oluşmadığı belirterek fındığın üçte ikisinin kızarmamış olması ve zurufundan zor ayrılması nedeniyle hasat için erken olduğu uyarısında bulundu.
Pehlevan, belirlenen fındık toplama tarihinin hasat için uygun olmadığını iddia ederek "Şu anki görüntü itibarıyla belirlenen tarih olan Ağustos ayının 3’ünde, bu bölgede 250 rakım altındaki alanlarda fındık hasadının uygun olmadığını belirtmek isterim. Eğer bu tarihte hasat yapılırsa randıman kaybı yaşanacaktır. Fındığın üçte ikisinin kızarmış olması gerekirken, görüldüğü üzere henüz yeterli kızarıklık yok; sadece kısmi kızarıklıklar mevcut. Bu durum belki de kuraklıktan kaynaklanıyor olabilir. Sahadaki gözlemlerime göre, 250 rakımın altındaki fındık alanlarında 3 Ağustos itibarıyla hasat yapılmaması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü fındığın üçte ikisi henüz kızarmamış, zorlukla zurufundan (kabuk) ayrılıyor. Aslında üretici, fındığın ne zaman toplanması gerektiğini biliyor. Ancak erken hasat yapıldığında bu, doğrudan üreticiye zarar veriyor. Çünkü randıman kaybı, gelir kaybı anlamına geliyor" dedi.
Erken hasada yasal müdahale
Fındık hasadını belirlenen tarihten önce yapanlara yasal işlem yapılacağını da hatırlatan Pehlevan, "Fındık toplamaya erken başlayanlara karşı yasal işlem ve cezai yaptırımlar söz konusu. Bu yıl böyle bir sorun yaşanacağını düşünmüyorum. Ancak bu sene hasat için çok erken tarihler verildiğini düşünüyorum. Erken toplama konusunda devletin kolluk kuvvetleriyle müdahale etmesi gerektiğine inanıyorum. Ben de bir üretici ve çiftçi olarak bu yıl için hasat tarihinin erken olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.
Üretim alanları daralıyor, gençler tarımdan uzaklaşıyor
Fındık üretiminde son yıllarda belirgin bir azalma yaşandığına dikkat çeken Pehlevan, "Fındık alanlarının imara açılması nedeniyle üretim miktarında azalma yaşanıyor. Üretici, yeterli gelir elde edemediği için bahçesinden uzaklaşıyor. Vatandaş ’Verdiğim emeğin karşılığını alamıyorum’ diyor. Karşılığını alamadığında da mecburen ’Allah ne verdiyse’ diyerek üretime devam ediyor. Oysa fındığı desteklememiz ve sahip çıkmamız gerekiyor. Çünkü bu ürün ülkemiz için çok kıymetli; hem döviz girdisi açısından hem de geçim kaynağı olarak büyük önem taşıyor. Fabrikalar, ticaretle uğraşanlar ve üreticiler için vazgeçilmez bir ürün. Bu noktada bizim yapmamız gereken, tarıma ve çiftçiliğe gençleri yönlendirmek olmalı. Teşviklerle bu alanlara yönelim sağlanmalı. Şu anda üretiyoruz ama buna yeterince katma değer katamıyoruz. Oysa katma değerli ürün olarak dışarıya satsak, ülkemize çok daha büyük maddi girdiler kazandırabiliriz" ifadelerini kullandı.
Fındık rekoltesinde 3 farklı rakam
Rekolte için farklı rakamların telaffuz edildiğini de kaydeden Pehlevan, "Rekolteyle ilgili olarak basından edindiğimiz bilgilere göre üç farklı rakam konuşuluyor. 620 bin ton, 520 bin ton ve 420 bin ton. Bu kadar farklı rakamlar olmamalı; daha yakın değerler beklenir. Bu işi ticaretini yapanlar 620 bin ton diyor, TÜİK 520 bin ton açıklıyor, kamu kurumları ise 420 bin ton olarak ifade ediyor. Oysa bu fark bu kadar büyük olmamalı. Bu yıl, başta ilkbaharda yaşanan don olayları nedeniyle fındık ciddi zarar gördü. Şu anda ise kuraklık etkisini sürdürüyor; erken dökülmeler yaşanıyor, fındık kendini besleyemiyor. Sulama ihtiyacı yüksek ama bu yeterince sağlanamadı, fındık bahçeleri kendi haline bırakıldı. Ayrıca kokarca zararı da söz konusu. Bu zararlar hesaplandı mı ? hesaplanacak mı ? nasıl değerlendirilecek bilmiyoruz. Yüksek kesimlerde ayrıca külleme hastalığı da gözlemleniyor. Tüm bu etkenler dikkate alınarak gerçekçi bir rekolte tespiti yapılırsa, doğru fiyat da ortaya konabilir" şeklinde konuştu.

İhlas Haber Ajanası
Fenoreporter’deki bu bölümde, İhlas Haber Ajansı (İHA) tarafından sağlanan haberler, herhangi bir editoryal müdahale olmaksızın doğrudan ajans kanallarından iletildiği şekliyle yayınlanmaktadır. Bu alanda yer alan tüm haberlerin hukuki sorumluluğu, haberi ileten ajanslara aittir.